bi önceki söylemimde de belirttiğim gibi haftasonu eskişehir'e gittim ve de ulaşımımı demiryolu ile sağladım. bu tren yolculukları bi'şeyi fark etmeme neden oldu: toplu taşıma bende travmaya sebep olmuş!
dönüş yolculuğunda zaten fosur fosur uyuduğum için herhangi bir sorun olmadı ancak gidişte gerçekten gerilim dolu anlar yaşadım. trenin her yolcu alışında, kalkıp yer vermek durumunda hissettim kendimi. her seferinde biletli yolcu olduğumu, yolculuk boyunca o koltuğun bana ait olduğunu - paranın gücü - yok sayarak, allah'ım n'olur yaşlı kimseler trene binmesin diye içimden geçirdim. ne zaman da hürmet göstereceğim yaşı geçmiş biri bindi trene, benim bünyede strese bağlı bi titreme oldu. kalkıp yer vermek üzere bilinçaltımdan defalarca komut geldi. allah'tan atik değilim de bilinçaltımın komutlarını anında yerine getirmedim. ölçüp biçmeye, ''ulen biletim var, bu koltuk benim'' diyebilmeye vaktim oldu da yerimden kalkıp rezil olmadım.
ama şunu da söylemeliyim ki bir seferinde; takımı atak yaparken saha kenarında havaya tekme sallayan, empati kurarak oyuncusunun ayağındaki topa kendisi vurmak üzere hamle yapan Yılmaz Vural gibi, benim bünye de bi hareket yaptı. kıçım koltuktan bi 1.5 cm kadar yükseldi, sonra kendimi tuttum ve oturdum. sanıyorum iskelet sistemimin de kendine ait bir bilinçaltı var. bilemedim.
sanıyorum benim bir tedaviye ihtiyacım var. yoksa gün gelecek, kendi arabamla kırmızı ışıkta beklerken, yaya geçidinden geçen bir büyüğüme anahtarları verecem, al abim geç sen otur diyecem..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder